Esas | : 2024/3 |
Karar | : 2024/9 |
Tarih | : 02.10.2024 |
BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLAR! ARASINDAKİ AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİ HAKKINDA KARAR
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 3/C maddesinin (5) numaralı fıkrası uyarınca karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca konu ile ilgili kararlar ve mevzuat incelenerek gereği görüşüldü:
I- AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ
İSTEMİNDE BULUNAN : Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi Başkanlar Kurulu
II- İSTEMİN ÖZETİ: Davacılar tarafından, özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmaları yolundaki işlemlerin iptali istemleriyle açılan davalarda verilen Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 22/12/2023 tarih ve E:2023/1572, K:2023/2065 sayılı kararı ile İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 30/11/2020 tarih ve E:2020/2219, K:2020/1889 sayılı kararı ve İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 4. Vergi Dava Dairesinin 26/01/2023 tarih ve E:2022/4282, K:2023/100 sayılı kararı arasındaki aykırılığın, 2576 sayılı Bölge idare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un 3/C maddesinin (4) numaralı fıkrasının (c) bendi uyarınca, Gaziantep Bölge idare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 22/12/2023 tarih ve E:2023/1572, K:2023/2065 sayılı kararı doğrultusunda giderilmesi, istinaf yoluna başvurma hakkı bulunanın bu yöndeki talebini uygun gören Gaziantep Bölge idare Mahkemesi Başkanlar Kurulunun 27/03/2024 tarih ve E:2024/73, K:2024/73 sayılı kararıyla istenmiştir.
III- AYKIRILIĞIN GİDERİLMESİ İSTEMİNE KONU BÖLGE İDARE MAHKEMESİ KARARLARI:
A- Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin E:2023/1572 sayılı dosyasına konu yargılama süreci:
Dava konusu istemin özeti: Davacı tarafından, hakkında sahte belge düzenleme fiili yönünden vergi tekniği raporu bulunduğundan bahisle özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına dair 07/03/2023 tarih ve 241 sayılı işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Batman Vergi Mahkemesinin 30/05/2023 tarih ve E:2023/462, K:2023/599 sayılı kararının özeti:
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından, hakkında sahte belge düzenleme fiili yönünden vergi tekniği raporu bulunduğundan bahisle özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına dair 07/03/2023 tarih ve 241 sayılı işlem dava konusu edilmiş ise de aslında davacı şirketin özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına dair işlemin tek ve süregelen bir işlem olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, bu işleme karşı tek dava açılması gerektiğinden, Batman Vergi Mahkemesinin E.2023/461 sayılı dosyasında tekemmül işlemlerine devam edilmiştir.
Davacı tarafından, aynı Mahkemenin E:2023/461 ila 468 sayılı dosyalarında aynı İşleme karşı sekiz ayrı dava açıldığı görülmüş olup davacının öze! esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına dair işlemin iptali isteminin görülmesine Batman Vergi Mahkemesinin E:2023/461 sayılı dosyasında devam edildiğinden, sebebi ve tarafları aynı olan işbu dava dosyasının derdestlik nedeniyle incelenmesine olanak bulunmamaktadır.
Mahkeme, bu gerekçeyle davayı incelenmeksizin reddetmiştir.
Davacının istinaf istemini inceleyen Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 22/12/2023 tarih ve E:2023/1572, K:2023/2065 sayılı kararının özeti:
Sakıncalı ya da şüpheli bazı durumları tespit edilen mükelleflerin sınıflandırılarak vergi idaresinin veri tabanında oluşturduğu olumsuz mükellefler listesine kaydedilmesi ve burada izlenmesi şeklinde gerçekleştirilen özel esaslara alınma işlemi, sahte veya muhteviyatı itibarıyla yanıltıcı belge düzenleme, kullanma ya da bu fiilleri işleyen mükelleflerin ortak veya temsilcisi olma, defter belge ibraz etmeme, adreste bulunmama, adresi tespit edilememe, mükellefiyetin re'sen terkini gibi çok sayıda sebebe dayanabilmektedir. Aynı mükellef hakkında, özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmanın dayandığı sebebin birden fazla olmasından veya aynı sebebe dayanılarak farklı tarihlerde listeye alınma kaydının oluşturulmasından ötürü mükellefler hakkında özel esaslara alınma işlemi tesis edilirken farklı tarih ve sayılı giriş kodlan verilebilmektedir. Aynı mükellef için olumsuz mükellefler listesine farklı giriş tarihi ve farklı giriş kodu ile oluşturulan her kayıt, davalı idarenin mükellefi hangi sebepten ötürü ve hangi tarihte listeye aldığını görmesi açısından gerekli ve veri tabanına sistemsel olarak yapılan güncel kaydın doğal bir sonucudur. Yapılan bu farklı giriş kayıtları ile mükellef birden çok listeye alınmamakta, özel esaslar adındaki liste içinde farklı sebeplerden ötürü birden çok kez adına giriş yapılmaktadır. Dolayısıyla, böyle bir durumda dayandığı sebepler farklı olsa bile mükellef hakkında tek bir özel esaslara tabi mükellefler listesine alınma işlemi tesis edildiğinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Nitekim, mükellefler, özel esaslar işlemine karşı dava açarken haklarında kaç defa kayıt oluşturulduğunu bilemeyecekleri gibi her giriş kaydının farklı özel esaslar İşlemi olarak kabul edilmesi ve bu işlemlerin her birine ayrı dava açılması halinde dava açarken birden çok sayıda davanın yargılama masraflarına katlanmak zorunda kalacaklardır. Ayrıca, bu kayıtlardan bir tanesine dava açmama durumunda dava açmak suretiyle elde etmek istedikleri hukuki yarara ulaşamamaları da söz konusu olabilecektir.
Bu durumda, veri tabanında oluşturulan özel esaslara tabi mükellefler listesine alınma işleminin davacı hakkında tesis edilen tek ve nihai işlem olduğu, farklı tarih ve kodlu giriş kayıtlarının tek başına ayrı ve yeni idari işlem niteliğinin bulunmadığı ve özel esaslar işleminin bünyesinde farklı tarih ve kodlu bütün girişleri barındırması sebebiyle ayrı ayrı dava açılmasının gerekmediği sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla, aynı vergi dairesince tesis edilen ve dava açma tarihi itibarıyla mükellef hakkında mevcut olan farklı tarih ve giriş kodlarına dayanan özel esaslara tabi mükellefler listesine alınma işlemine karşı beraberinde katma değer vergisi iadeleri yönünden de listeye alınmış olsa bile tek bir dava açılması yeterli olup farklı giriş kodları için ayrı ayrı dava açılması durumunda tarafları, konusu ve sebeplerinin (özel esaslara tabi mükellefler listesine alınma) aynı olmasından ötürü ilk davadan sonraki davanın/davaların açılmasında hukuki yarar bulunmadığından, bu davanın/davaların derdestlik nedeniyle inceleme olanağı bulunmamaktadır.
Öte yandan, bu açıklamaların bir sonucu olarak özel esaslara tabi mükellefler listesine alınma işlemine karşı dava açılması ve işlemin iptaline karar verilmesi halinde davalı idarece, dava açma tarihi itibarıyla mükellef hakkında mevcut olan farklı tarih ve giriş kodlu bütün kayıtların iptal edileceği tabiidir. Ayrıca davanın açıldığı tarihten sonra yapılan girişlere dayalı özel esaslar işleminin ise yeniden dava konusu edilebileceği de izahtan varestedir.
Vergi Dava Dairesi bu gerekçeyle istinaf İstemini reddetmiştir.
B- İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin E:2020/2219 sayılı dosyasına konu yargılama süreci:
Dava konusu istemin özeti: Davacı tarafından, 2016 yılına ilişkin olarak özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır.
Kocaeli 1. Vergi Mahkemesinin 11/06/2020 tarih ve E:2020/499, K:2020/577 sayılı kararının özeti:
Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava görülmekte iken açılan ikinci davanın esasının derdestlik nedeniyle incelenemeyeceği usul hukukunun genel ilkelerindendir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda "Derdestlik" müessesesine yer verilmemiş olmakla birlikte bu müessesenin idari yargıda da uygulanabilirliği içtihatlar ile kabul görmüştür.
Uyuşmazlıkta, dava dosyası, Kocaeli 2. Vergi Mahkemesinin E:2020/516 sayılı dava dosyasına ait UYAP kayıtları ile birlikte incelendiğinde, davacının, 31/03/2020 tarihinde işbu davanın da davalısı durumunda olan İlyasbey Vergi Dairesi Müdürlüğüne karşı Kocaeli 2. Vergi Mahkemesinin E:2020/516 sayılı dosyasında 20180601041100003417 giriş onay kodu ile özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına ilişkin işlemin iptali amacıyla dava açtığı ve anılan Mahkemece 05/06/2020 tarihinde işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda, 31/03/2020 tarihinde, Kocaeli 2. Vergi Mahkemesinin E:2020/516 sayılı dosyasında açılan ve halen derdest olan dava ile aynı tarihte Kocaeli 1. Vergi Mahkemesinde açılan işbu davanın konusunun, taraflarının ve nedeninin aynı olduğu görüldüğünden, bakılan işbu davanın esasının derdestlik nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkeme, bu gerekçeyle davayı incelemeksizin reddetmiştir.
Davacının istinaf istemini inceleyen İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 30/11/2020 tarih ve E:2020/2219, K:2020/1889 sayılı kararının özeti:
Davacı tarafından, 31/03/2020 tarihinde işbu davanın da davalısı durumunda olan İlyasbey Vergi Dairesi Müdürlüğüne karşı Kocaeli 2. Vergi Mahkemesinin E:2020/516 sayılı dosyasında, 20180601041100003417 giriş onay kodu ile 2017 yılına ilişkin olarak özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle dava açılmıştır. Aynı tarihte Kocaeli 1. Vergi Mahkemesinin E:2020/499 sayılı dosyasında açılan İşbu istinaf istemine konu kararın verildiği davanın ise davacının 2016 yılına ilişkin olarak özel esaslara tabi mükellefler listesine alınması işleminin İptali istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, konusu farklı olan iki dava arasında derdestlik bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Diğer taraftan, 16/10/2020 tarihinde verilen ara kararı ile davalı İlyasbey Vergi Dairesi Müdürlüğünden, davacının 2016 yılına ilişkin olarak özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına ve/veya katma değer vergisi iade taleplerinde Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği'nin özel esaslar bölümündeki düzenlemelere tabi tutulmasına dair İdarelerince veya diğer vergi dairesi müdürlüklerince herhangi bir işlem tesis edilip edilmediği hususunda bilgi istenmiştir. Ara kararına cevaben sunulan bilgi ve belgelerden, davalı İlyasbey Vergi Dairesi Müdürlüğünce davacı hakkında 2016 yılı için "özel esaslara tabi mükellefler listesine alınma" yönünde bir işlem tesis edilmediği, ancak davacının "katma değer vergisi iade taleplerinde Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliği’nin özel esaslar bölümündeki düzenlemelere” tabi kılındığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, Vergi Mahkemesince, davanın konusunun, davacının 2016 yılına ilişkin olarak özel esaslara tabi mükellefler listesine alınması işlemi olduğu dikkate alınarak davacının katma değer vergisi iade taleplerinde Katma Değer Vergisi Gene! Uygulama Tebliği'nin özel esaslar bölümündeki düzenlemelere tabi kılınmasına dair işlemin hangi yıla ilişkin olduğu ve hangi idarece tesis edildiği, 2016 yılında davacı hakkında farklı bir vergi dairesi müdürlüğünce özel esaslara tabi mükellefler listesine alınma yönünde işlem tesis edilip edilmediği hususları netleştirilmek ve gerekirse hasım düzeltilmek suretiyle yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Vergi Dava Dairesi bu gerekçeyle Vergi Mahkemesi kararını kaldırmış ve yeniden karar verilmek üzere dosyayı anılan mahkemeye göndermiştir.
C-İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 4. Vergi Dava Dairesinin E:2022/4282 sayılı dosyasına konu yargılama süreci:
Dava konusu istemin özeti: Davacı tarafından, hakkında sahte belge düzenleme fiilinden dolayı rapor bulunan mükellefin fiiline iştirak ettiğinden bahisle özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına dair işlemin iptali istemiyle dava açılmıştın
Kocaeli 1. Vergi Mahkemesinin 07/09/2022 tarih ve E:2022/612, K:2022/1024 sayılı kararının özeti:
Bakılmakta olan dava, davacının 31/10/2018 tarih ve 2018Z6362 giriş olay numarası ile özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına ilişkin İşlemin iptali istemiyle 23/06/2022 tarihinde açılmıştır. Aynı talep ve aynı dava dilekçesi ile yine aynı tarihte Kocaeli 1. Vergi Mahkemesinin E:2022/611 sayılı dosyasında da dava açılmış olup görülmekte olan davada, 12/10/2022 tarihine duruşma günü verilerek duruşma davetiyesi taraflara tebliğe çıkarılmıştır. Dolayısıyla, aynı işlem hakkında aynı gün iki ayrı davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Duruşma günü verilmiş olması nedeniyle Kocaeli 1. Vergi Mahkemesinin E:2022/611 sayılı dosyasında açılan davanın, yargılama safahatı bakımından işbu dava dosyasından önce tekemmül edeceği sonucuna ulaşıldığından, usul ekonomisi bakımından işbu davada incelenmeksizin ret kararı verilmesi daha uygun olacaktır.
Öte yandan, davalı idarenin dava konusu 2018/6362 giriş olay numaralı işlemi ile davacının kanuni temsilcisi olduğu şirket hakkında olumsuz tespitler bulunduğundan ve sahte belge düzenleme fiilinden dolayı hakkında rapor düzenlenen mükellefin fiiline iştirak edildiğinden bahisle iki ayrı sebeple Özel esaslara tabi mükellefler listesine alındığı görülmüş ise de davacının, tek giriş olay numarası ile aynı döneme ilişkin olarak aynı tarihte öze! esaslara tabi mükellefler listesine alındığı görüldüğünden iki farklı işlem bulunduğunun kabulüne imkan bulunmamaktadır.
Mahkeme, bu gerekçeyle davayı incelemeksizin reddetmiştir.
Davacının istinaf istemini inceleyen İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 4. Vergi Dava Dairesinin 26/01/2023 tarih ve E:2022/4282, K:2023/100 sayılı kararının özeti:
Uyuşmazlıkta Mahkemece, mezkur gerekçeyle davanın incelenmeksizin reddine karar verilmiş ise de işbu davada davacı, sahte belge düzenleme fiilinden dolayı hakkında rapor düzenlenen mükellefin fiiline iştirak ettiğinden bahisle özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmıştır.
Kocaeli 1. Vergi Mahkemesinin E-.2022/611 sayılı dava dosyasında ise davacının özel esaslara tabi mükellefler listesine alınmasına ilişkin işlemin sebebi, davacının kanuni temsilcisi olduğu şirket hakkındaki olumsuz tespitlerdir.
Bu sebeplerden biri yönünden özel esaslara tabi mükellefler listesine alınma işleminin iptal edilmesinin diğer sebep yönünden aynı sonucu doğurmayacağı dikkate alındığında, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan tek işleme karşı açılmış iki ayrı davadan söz edilemeyecektir.
Bu durumda, Vergi Mahkemesince dava konusu işlemin hukuka uygun olup olmadığı değerlendirilerek işin esası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Vergi Dava Dairesi bu gerekçeyle Vergi Mahkemesi kararını kaldırmış ve yeniden karar verilmek üzere dosyayı anılan mahkemeye göndermiştir.
IV-İLGİLİ MEVZUAT:
1) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun "Dava şartlan" başlıklı 114. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ı) bendi:
“(1) Dava şartlan şunlardır:
(ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması. II
2) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun "Dava şartlarının incelenmesi" başlıklı 115. maddesi:
3) 1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.
4) ) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için, kesin süre verir. Bu süre İçinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
5) ) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş; taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.'1
V- HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairelerince kesin olarak verilen kararlar arasındaki aykırılık, bir mükellefin aynı vergi dairesi tarafından farklı sebeplerle birden fazla kere özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınması durumunda her bir özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınma durumu ayrı işlem kabul edilerek bunların iptali istemiyle ayrı davalar açılması halinde açılan davalar arasında derdestliğin söz konusu olup olmayacağına ilişkindir.
Yargılama usulüne ilişkin bir müessese olarak derdestlik, davanın görülmekte olmasını ifade eder. Davanın açılması ile başlayan derdestlik hali, tarafları, dava sebebi (vakıaları) ve dava konusu (talep sonucu) aynı olan bir davanın ikinci kez açılması durumunda, ikinci davanın esasının incelenmemesi sonucunu doğurur.
Davanın tarafları, dava sebebi ve talep sonucu bir davayı diğer bir davadan ayırmaya yarayan temel ölçütlerdir. Bu unsurların aynı olduğu bir dava ikinci kez açılmışsa ikinci davanın usulden reddi gerekir. Bu durumun usul ekonomisi ilkesinin bir gereği olmasının yanında ikinci davanın görülmesinde hukuki yarar da bulunmamaktadır. Diğer taraftan, bu yolla ikinci davanın esasının incelenmemesi sağlanarak verilebilecek çelişkili kararların da önüne geçilmektedir.
Derdestlik konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nda "dava şartları" içinde düzenlenmiştir. Kanun'un 114. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ı) bendinde, "aynı davanın, daha önceden açılmış ve halen görülmekte olmaması" şeklinde İfade edilmiştir. Aynı Kanun'un, “Dava şartlarının incelenmesi" başlıklı 115. maddesinde, mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında re'sen araştıracağı, taraflarında dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceği belirtilerek dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde davanın usulden reddedileceği düzenlenmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda derdestlik konusunda bir düzenleme bulunmamaktadır. Aynı Kanun'un "Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun'un 447. maddesindeki belirleme nedeniyle Hukuk Muhakemeleri Kanunu) ile Vergi Usul Kanunu'nun uygulanacağı haller" başlıklı 31. maddesinde de derdestlik yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanunu'na atıf yapılmamıştır. Ancak, gerek Danıştay içtihatlarında gerekse doktrinde derdestlik durumunun ve buna bağlanan sonuçların idari yargılama usulünde de uygulanması gerektiği kabul edilmektedir.
Bu bağlamda, açılmış ve görülmekte olan birden fazla dava arasında derdestlik durumunun söz konusu olup olmadığının tespiti için açılan davaların tarafları, sebepleri ve konularına bakılarak bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Aykırılığın giderilmesi istemine konu uyuşmazlıklarda aynı vergi dairesince farklı nedenlerden dolayı (gerçek emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan fatura düzenleme, kullanma, hakkında gerçek emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan fatura düzenlediği yolunda rapor bulunan mükellefin fiiline iştirak etme, tüzel kişi mükellefin kanuni temsilcisinin ortağı olduğu diğer bir mükellef hakkındaki olumsuz tespit vs.) öze! esaslara tabi tutulan davacılar tarafından özel esaslara tabi tutulma işleminin iptali istemiyle birden fazla dava açıldığı görülmektedir.
Tarafları ve konusu aynı olan bu davalarda davacıların talep sonucunu dayandırdığı vakıaları ifade eden dava sebeplerinin farklı olduğu anlaşılmaktadır. Zira, bir mükellefin, örneğin, gerçek emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan fatura düzenleme fiili nedeniyle özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınması durumu ile kanuni temsilcisinin ortağı olduğu diğer bir mükellef hakkında olumsuz tespit bulunması nedeniyle özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınması durumunda açılacak davalarda talep sonucunun dayandırılacağı vakıalar farklılaşacağından, derdestlik bakımından dava sebebi noktasında aynılıktan söz edilemeyecektir. Keza, hakkında gerçek emtia teslimi veya hizmet ifasına dayanmayan fatura düzenlediğinden bahisle vergi tekniği raporu bulunan iki mükellef tarafından düzenlenen faturaları kayıtlarına intikal ettirdiğinden bahisle her iki mükellef yönünden de ayrı ayrı özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınan bir mükellef bakımından da aynı durum söz konusu olacaktır.
Diğer taraftan, özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınma işleminin tesis edilme nedenlerindeki farklılığın görmezden gelinerek tek işlem tesis edildiğinin kabul edilmesi halinde, mahkeme kararının icrası noktasında tereddütlere ve idari faaliyetin yürütülmesinde olumsuzluklara neden olunabilecektir.
Bu durumda, bir mükellefin, aynı vergi dairesi tarafından birden fazla sebepten ötürü özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınması durumunda, her sebep yönünden ayrı idari işlem tesis edildiğinin kabulü gerektiğinden, her bir işlemin iptali istemiyle ayrı davalar açılması halinde açılan davalar arasında derdestliğin söz konusu olmayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
VI-SONUÇ:
Aykırılığın, bir mükellefin, aynı vergi dairesi tarafından birden fazla sebepten ötürü özel esaslara tabi mükellefler kapsamına alınması durumunda, her sebep yönünden ayrı idari işlem tesis edildiğinin kabulünün gerektiği, dolayısıyla, her bir işlemin iptali istemiyle ayrı davalar açılması halinde açılan davalar arasında derdestliğin söz konusu olmayacağı yönünde giderilmesine, 02/10/2024 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.
X - KARŞI OY:
Aykırılığın, Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi 1. Vergi Dava Dairesinin 22/12/2023 tarih ve E:2023/1572, K:2023/2065 sayılı kararında belirtilen hukuksal nedenler ve gerekçe doğrultusunda giderilmesi gerektiği oyu ile karara katılmıyorum.